Hakan ÖZDEMİR1, Aysun ÖZDEMİR2, Hakan BİLBAŞAR1, Feyyaz AKYILDIZ1

1Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Antalya
2Antalya Devlet Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü

Keywords: Topuk Ağrısı, Epin Kalkanei, Konservetif Tedavi.

Abstract

Amaç: Bu çalışmada, topuk ağrısı tedavisinde kullanılan non-invazif konservatif yöntemlerin etkinliğinin ve epin kalkaneinin topuk ağrısının seyrindeki rolünün incelenmesi amaçlandı. Hastalar ve
Yöntem: Üç yıllık peryodda topuk ağrısı yakınmasıyla Ortopedi polikliniğine müracaat eden 182 hastadan, belirlenen özellikleri taşıyan 50’si non-steroidal antienflamatuar (NSAI) ilaç + kontrast banyo + germe egzersizleri + ayakkabı alışkanlıklarının değiştirilmesi tarzındaki kombine yöntemle tedavi edildiler ve 1 yıl süreyle izlendiler. Tedavi sonuçlarının değerlendirilmesinde Wolgin ve arkadaşları tarafından tanımlanan kriterler kullanıldı.
Bulgular: 1 yıllık takip sonucunda 35 hastada (%70) “iyi”, 12 hastada (%24) “orta”, 3 hastada (%6) “kötü” sonuç elde edildi. 4 hastada (%8) nüks görüldü. 40 yaşın altındaki hastalarda, erkeklerde, zayıf olan hastalarda, tedavi öncesi semptom süresi 12 aydan kısa olan hastalarda, tek taraflı tutulum olanlarda, 5 mm.’den küçük epini olanlarda ve sintigrafik olarak plantar fasiitis tanısı alan hastalarda “iyi” sonuç oranının daha yüksek olduğu saptandı. Çalışmada elde edilen en önemli bulgu, epin yüksekliği arttıkça “iyi” sonuç oranının azalması ve iyileşme süresinin uzaması idi. Çıkarımlar: Çalışmanın sonucunda, non-invazif konservatif yöntemlerin zamanında ve yeterli süre uygulanmasının topuk ağrısı tedavisinde etkili olduğu ortaya konuldu. Ayrıca epin kalkaneinin, topuk ağrısının etiyolojisinde ve ağrının seyri üzerinde önemli bir rolü bulunduğu gösterildi.