DOĞUMSAL KALÇA ÇIKIĞININ TOTAL KALÇA PROTEZİ İLE TEDAVİSİNE YAKLAŞIM
Ömer Faruk BİLGEN
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı
Keywords: Doğumsal Kalça Çıkığı, Total Kalça Protezi.
Abstract
Ülkemizde standart total kalça protezi (TKP) uygulamalarındaki artışa parelellik göstererek kalça displazili veya çıkıklı olgularda da TKP uygulamaları artmıştır. Bu nedenle çalışmamızda, bu olgulardaki; sınıflama, ameliyat öncesi değerlendirme, ortaya çıkan teknik güçlüklerin çözümündeki yaklaşımlar ve TKP uygulamalarının sonuçlarını literatür incelemesi ile sunmayı amaçladık. Doğumsal kalça displazisi veya çıkığı olgularında total kalça protezi (TKP) uygulaması hastalığın oluşturduğu ileri derecede ağrı ve buna bağlı günlük aktiviteleri yapamamaya, sekonder osteoartritik değişikliklere, kemik stoğun kullanılabilirliğine, hastanın yaşı ve fonksiyonel beklentisine bağlıdır. Bu olgularda, TKP uygulamalarında teknik güçlükler ve komplikasyonlar, standart uygulamalara göre daha fazladır. Asetabuler komponentin kabul edilebilir kemik örtümünü elde edebilmek rekonstrüksiyonun en önemli aşamasıdır. Asetabuler komponentin gerçek asetabuluma yerleştirilmesinde kabul edilebilir kemik örtümü yeterli stabilitenin temini için oldukça önemli olup, çimentolu veya çimentosuz (poroz yüzeyli ve vida tesbitli) birçok uygulamada bu gereklilik; küçük asetabuler komponent kullanılması, derin reamer yapılması veya medial kortekste kontrollü kırık oluşturulması ile protezin medializasyonu temin edilerek sağlanabilir. Bunların yanısıra özellikle Crowe tip III ve bazı tip II ve IV olgularda asetabulumun yetersiz süperoposterior bölümüne femur başı otogreft olarak kullanılır veya asetabuler komponentin gerçek asetabulumun bir miktar yukarısına yerleştirilmesi gerekebilir. Femoral osteotomiler, rotasyon deformitesinin düzeltilmesine ve femurda kısalık oluşturmasına karşın alt ekstremitede uzunluk elde edilmesine olanak sağlar. Femoral kısaltma osteotomisi trokanterik veya subtrokanterik bölgeden yapılabilir.